www.bulentozcagatay.com

İçeriğe git

Ana Menü

Bir Masal

Denemeler 1

     Bir varmış, bir yokmuş. Adamın biri, gençlik yıllarından beri yaşadığı olayların kendisinde yarattığı heyecan, üzüntü, kızgınlık, kırgınlık, telaş vb.  duygulara kapılmamaya çalışırmış. Kapılsa bile insanın bu gibi duyguları denetleyebileceğine inanır dışarıya belli etmez ya da etmemeye çabalarmış. Kendince böyle bir denetlemenin erdem olduğuna inanır, duygularını denetleyebilen , duygularına esir olmayan, çabuk ve abartılı tepkiler vermeyen bir kimsenin yaşamın içine yakışacağını düşünürmüş. Olaylar karşısında, duygularına kolayca kapılmanın, bunları kolayca dışa vurmanın faydalı olmayacağını ve böyle davranmanın insan ilişkilerinde  iletişim bozukluklarına yol açtığını söylermiş. Soğukkanlı ve sakin olabilmenin yanında bilgili ve bilinçli de olmaya çalışır, böylece kurduğu insan ilişkilerinde bir dinginlik içerisinde olabilmeye uğraşırmış. Böyle bir yapıya bürünmenin çevresinde iyi bir etki yaratacağını ve kendisini güvenilir bir insan olarak göstereceğini düşünürş. Bu yaklaşımlarının yanında, yaşanılan olayların kendi bedeninde yaratabileceği kimyasal değişiklikleri ve bu kimyasal değişimlerin ortaya çıkarabileceği yeni düşünce ve eylemleri de yönetebileceği kanısındaymış. Pekii, bütün bunları niye yapmaya çalışırmış biliyor musunuz. Çevresindeki insanların kendisine kolayca yaklaşmalarını, kendisini sevmelerini ve bir dost olarak görmelerini istermiş de ondan. Masal bu ya, o da bunun olabileceğine inanırmış. Hem bunları düşünmenin, insanlar için dost olabilmeye çalışmanın nesi kötü ki zaten? Hatta kime sorsanız bravo bile diyebilirler, öyle değil mi?
    Günün birinde arkadaşlarından birisi kendisine bir soru sormuş. Bak demiş,
40 yaşlarına geldin. Senelerdir bu düşünceler içerisindesin. Bu düşüncelerin ve yaklaşımların bir işe yaradı mı bari? Görmek istediğin sevgiyi gördün mü? Çevrendekiler seni sevdiler mi? Seni güvenilir ve dost bir insan olarak buldular mı?
    Masalımızın kahramanı bir kaç yıl öncesinde olsaydı bu soruya hemen evet derdim demiş. Şimdi ise o zamanlardaki bu inanışına gülümseyerek baktığını,
yıllarının büyük bir sanı içerisinde geçip gitmiş olduğunu düşündüğünü üzüntüyle söylemiş ve artık böyle gelmiyor bana diyerek boynunu bükmüş. Dediğine göre onca uğraşı, gayret, özveri boşa gitmiş. Pek bir sonuç alamamış doğrusu. Ne kimsenin sevgisini kazanabilmiş ne dostluğunu. Naz bile yapabileceği pek kimse olamamış hayatında. Değerli biri olduğunu kendisine hissettirebilecek kimselerde pek olmamış. Aslında son yıllarda '' Biz iyi dostuz '' görüntülerinin ardında her şeyin pamuk ipliğine bağlı olduğu anlamına gelebilecek belli belirsiz şeylerin farkına varmaya başlamış ama bunların ne olduğunu kendine söylemekten biraz kaçmış galiba. Kimbilir hangi endişeleri ya da korkuları böyle yapmasına neden olmuş. Belki de herşeyin çürük olduğunu görmek ve bunları yüksek sesle söylemek zor gelmiş de olabilirmiş.
      İşte böyle. Olmayan sevgileri, dostlukları var sanarak nice zamanlar geçirmiş. Olaylar karşısındaki üzüntülerini, kızgınlıklarını, telaşlarını, vb duygularını hissetmekten ya da göstermekten kaçınarak olmayan sevgileri ve dostlukları kazanabileceğini düşünmenin boşuna olduğunu daha yeni yeni anlamaya başlamış. Keşke üzüldüğü yerde üzüntüsüne gösterseymiş, kızdığı yerde kızgınlığını dışa vursaymış, kırıldığı yerde kırgınlığını gösterseymiş, ağlamak istediği yerde ağlasaymış, yorulduğu yerde yoruldum deseymiş, açlık çektiğinde açlını dile getirseymiş.
Şimdi anlamış ki bu gibi duyguların hepsi önemliymiş ve yaşanması gereken yaşanmalıymış. Keşke bu duyguların hepsini herkes gibi gösterip herkes gibi yaşayabilseymiş. Bunları yapmadığı için sevilen kimse, güvenilir kimse ya da dost olmak şöyle dursun adeta matematikdeki '' etkisiz eleman '' olmaktan öteye gidememiş.
       En çok hayret ettiği şeyin de, bu düşünceleri ne zaman ve nasıl benimsediğini hatırlamamasıymış.
  
      
      
   

 
İçeriğe Geri Dön | Ana Menüye Geri Dön