www.bulentozcagatay.com

İçeriğe git

Ana Menü

Hurdacı

Denemeler 3

    Akşamüstü olmasına rağmen güneşin hala yukarıda olduğu bir yaz günüydü. Sıcak günler devam ediyordu. Haberlerden kuraklık ve susuzluk eksik olmuyordu. Ağaç gölgelerinin altını takip ederek yürümeye çalışıyorum kaldırımda. Ne de olsa gölge iyi geliyor. Birazdan yolu kaplayan sular dikkatimi çekti. Arabalar içinden şıpır şıpır geçiyorlardı. Yürüdükçe caddedeki su arttı. Baktım az ileride karşı kaldırımda 5-6 cm. çapında plastik bir su borusu kelepçesinden kurtulmuş sağa sola kıvrılarak etrafa suları saçıp duruyor. Belli ki bir yere su aktarmak için bu boruyu çekmişler. Nasıl olduysa ayrılmış bağlantısından hortum. Su kuvvetli. Basınçla savruluyor sağa sola. İnsanlar ıslanmamak için uzağından geçiyorlar. Su borusunun yanına kimse yaklaşmadığından kendi yalnızlığının içinde gürül gürül akıp duruyor sular. O kuraklık ve  susuzluk günlerinin içerisinde herkes hayıflanıyor boşuna akan suya. Suyun basıncı nedeniyle boruyu yakalamaya çalışmak darbe almayla da sonuçlanabileceğinden kimse hortuma sokulmaya çalışmıyor. Etrafta, yetkililerin araçlarıyla gelip duruma el koyması gerektiği düşüncesi hakim. Birazdan boşuna akıp duran suya kıyamayan bir iki kişi hortumu tutmaya çalıştılar. Tutsalar ne yapacaklardı bilemedim ama yine de tutmaya çalıştılar. Başarılı olamadılar. Bir polis şansını denedi o da hakim olamadı hortuma. Birazdan vazgeçti zaten. Su plastik hortumdan gürül gürül akmaya devam ediyordu.

    Sular boşuna akmaya devam ede dururken birazdan kaldırımda beliren
bir hurdacı gözüme takıldı. Hani şu derme çatma arabasında topladığı hurdaları olan,''  hurdacııııı '' diye bağıran bildiğimiz bir hurdacı. Trafiğin yoğunluğundan kendini kaldırıma atmış. 40-45 yaşlarında ve sağlam bir yapıda görünüyordu. Hurdacı akan suya doğru yavaş yavaş yaklaştıktan sonra biraz baktı duruma. Ne olup bittiğini anlamaya çalıştı. Biraz durup izledi hatta. Birilerinin duruma hakim olup olmadığını anlamaya çalışır gibiydi. Baktı ki kimsenin bir şey yaptığı yok, biraz düşündükten sonra arabasının kenarından bir bıçak çıkardı ve bir şey arıyormuş gibi arabasını karıştırmaya başladı. Ben bir o yana bir bu yana etrafa bakarken merakımı çektiğinden tekrar hurdacıya çevirdim gözlerimi. Bir de baktım ki nereden bulduğunu görmediğim bir dal parçasını bıçağı ile sivriltmeye çalışıyor. Ne yaptığını o an anlayamadım ama yaptığını yeterli bulduktan sonra o dal parçası ve yine arabasından aldığı bir demir parçası ile sanki öfkeyle sağa sola savrulan ve sularını boşaltan hortuma kararlı bir şekilde yaklaşmaya başladı. Biraz yaklaştığında ıslanmaya başladı hemen hurdacı hortumdan saçılan sularla. Fakat aldırış etmeyip bir iki denemeden sonra çevik ve kuvvetli bir hamle ile adeta kendini yakalatmamaya uğraşan hortumun ucunu yakladı. Halinden ve zorlanmasından hortumu tutmanın çok kolay olmadığı anlaşılıyordu. Borudan kuvvetle fışkıran suyla mücadele ederek elindeki ucunu sivrilttiği dal parçasını hortumun ağzından içeri sokmaya çalıştı. Her tarafı iyice ıslanmıştı hurdacının. Tabi suyun basıncı yüksek olduğundan su dalı dışarı ittiriyordu. Hurdacı basınçlı suyla epey mücadele ettikten sonra ıslanmasına aldırış etmeden ucu sivri dalı hortumun ucundan içeri sokmayı başardı. Biraz ileri itmeye uğraşarak dalı boruya sıkıştırmaya çalıştı. Az da olsa başarılı olduğundan emin olur olmaz seri bir hareketle elindeki demir parçası ile dalı adeta borunu içine çaktı. Bir kaç darbeden sonra suyun akması kesildi. Biraz bekleyerek yaptığı işin kararlı bir çözüm olup olmadığına baktı. Baktı ki sonuç başarılı hortumu yere bıraktı. Hortum hurdacının bıraktığı yerde hareketsiz bir şekilde kalarak sessizliğe büründü. Hurdacı sanki evinin bahçesindeymiş gibi davranıyordu.

    Hurdacı fazla oyalanmadan arabasına döndü. Elindeki demiri arabasının içine attı. Doğal hareketlerle toparlanmaya çalıştı. Etrafıyla ilgilenmedi bile. Bu kolay olmayan işi yapan sanki o değildi.
Yüzünde belli belirsiz bir memnniyet varsa da anlaması kolay değildi. Üstüne başına şöyle bir çeki düzen verdi. Hali çok tatlıydı. Kendine çeki düzen vermeye çalışıyordu ama her tarafı sırıl sıklamdı. Arabasını itmeye başladı. Gömleğinden ve pantolonundan sular damlıyarak hortumun yanından geçti ve yoluna devam etti. Yerde sessiz yatan hortuma bakmadı bile.  Kimsenin öyle kolayca yapamayacağı bir şeyi başarmış olmasına rağmen ne suyu kesmeyi başardığı sırada ne daha sonra, kimsenin kendisine bakıp bakmadığına, yaptığını görüp görmediğine aldırış etmeden hatta bir takdir ya da bir tebrik bekleyişi işareti göstermeden, sanki orada kendisinden başka kimse yokmuş gibi yürüyüp gitti.  Arkasına bakmadan oradan uzaklaşan hurdacının üzerinden damlayan sular kaldırımı ıslatmaya devam ediyordu. Olan bitenden sonra kendi halinde uzaklaşıp giden hurdacının arkasından öylece baka kaldım.
    

 
İçeriğe Geri Dön | Ana Menüye Geri Dön